8 yillik ögretmenlik deneyimimde her ögrencinin farkli bir ögrenme yöntemi oldugunu gördüm. Bu nedenle öncelikle ögrenciye özgü bir ögrenme yöntemi bulmak gerekiyor. Bu yöntemi bulduktan sonra dil ögrenmenin dört temel becerisini gelistirmek için çok çalisiyoruz. Ögrencinin öncelikli amacina göre tasarlanan derslerimizde mümkün oldugunca iletisimsel yaklasimlari kullaniyoruz. Bu sayede konusma becerisi diger becerilerle es zamanli olarak gelisiyor. Okuma ve dinledigini anlamayi gelistirmek için çesitli materyallerle yogun bir sekilde çalisiyoruz. Her dersin sonunda, ögrenciye konulari bütünsel olarak gözden geçirmesini saglayan bir yazma ödevi veriyorum. Yazma ödevindeki hatalar bizim için bir yol haritasi oluyor. Bu hatalari düzeltmek için konu tekrarlarini ivedilikle gerçeklestiriyoruz.

Özellikle B2 seviyesinden sonra derslerimizi akademik bir boyuta tasiyoruz. Her derste farkli akademik alanlardan yeni bir makale okuyor ve makalenin konusunu soyut bir dille tartisiyoruz. Makaleleri ögrencinin ilgi alanina ya da ileride çalismak istedigi konu alanina göre seçiyoruz. Ögrenciye saygin bilimsel yayinlardan en son çalismalari ücretsiz olarak sagliyorum. Böylece C seviyesine geldigimizde Ingilizce artik bir amaç degil, entelektüel dünyayi anlamak için kullandigimiz bir araç haline geliyor. Bu seviyelerde Amerikan tarzinda kompozisyonlar yaziyoruz ve Ingiliz veya Amerikan edebiyatindan seçilmis eserleri okuyoruz. Her ögrencinin bir sertifika hedefi olmasi benim için çok önemli ve motive edici bir faktör. Ögrencilerime her zaman en az C1 sertifikasi almalarini tavsiye ediyorum.